Bostancı Özasmaaltı, Anadolu yakasında oturan biri olarak benim geç keşfettiğim lezzet duraklarından biri olmuştu. Meğerse bu bölgede bir kaç kebapçının kendi içerisinde tatlı bir rekabeti bile varmış. Salaş, ama temizlik konusunda da içime kurt düşürmeyecek bir kebapçıydı burası diyebilirim.
Bu mekan ve bir çok lezzeti paylaştığım Instagram hesabım “alperkirdal” ı da linke tıklayarak takip edebilirsiniz.
Son gidişimizde ise Bostancı Özasmaaltı’nı önemli bir görev için seçtim. Avustralya’dan gelen misafirimiz “beni salaş bir kebapçıya götürün” diyince (little and cozy’yi acımasızca salaş diye yorumladım!) konum olarak Bostancı’ya yöneldik. Yüzümüzü kara çıkartmayan mekan, Avustralyalı gence parmaklarını yedirdi.
Mekanda öncelikle etli çiğ köfte, cacık ve közde patlıcanınız geliyor ortaya. Çok pahalı bir mekan değil, ama bu gelenlerin bir ücreti olduğunu hesabı öderken fark ettik. Çok da keyfimiz kaçmadı açıkçası, patlıcan sıcaktı ve is tadı çok güzel yoğun bir şekilde geliyordu. Etli çiğ köfteyi de özlemiştim doğrusu.
Misafirimize her yemeği İngilizce aktardığımız için Ali Nazik’ta bir tıkanma yaşadık. Direkt bir çevirisi varsa da ben bilmiyorum, bu nedenle içeriğini çevirerek anlatabildik. İçine sindi çocuğun neyse ki, bizim yoğurdu yadırgayabiliyor bazı yabancılar. Fiyatlar 20-25 TL civarında tüm kebaplar için diyebilirim. Çok fazla sayfalarca çeşit yok, duvardaki menüden okuyup siparişinizi veriyorsunuz.
Ali Nazik, çöp şiş, adana, beyti, tavuk kanat ve bir kaç mezeden oluşan yalın bir menüsü var. Alkol de bulunan bir restoran Bostancı Özasmaaltı. Bu nedenle benim hafta içi gördüğüm kadaroyla işten çıkıp iki tek atıp kebap yemeye gelen insanlar bile var. Müdavimleri sağlam!
Etlerin kalitesini beğendim. Kebap yanında bir sürü saçma sapan bulgurla falan servis edilmiyor, suyunu kurutmamışlar. Buraya gittiğimde tekrar tekrar sipariş vereceğim şey ise beyti. Sarma seklinde değil, direkt olarak kebap halinde servis ediliyor. Baharatlar ve hafif sarmısak çok dengeli bir şekilde katılmış; hafif de sulu bir beyti geldi önümüze. O ana kadar rakı içmemiştim, karaciğeri dinlendiriyorum arada. İlk çatalı attım, durdum ve bir tek söyledim. O eti sadece şalgamla içemezdim.
Yemek sonrasında ise dışarıdan çay geliyor. Yaşlı bir abi elinde kocaman bir çaydanlıkla giriyor kapıdan. Baya da lezzetli, o ağızda yanık tat bırakan çaylara benzemiyor. Taze demlenmiş, çayların yaprakları yanmamış. Güzel bir yemeğe, güzel bir kapanış!
Farklı bir ocakbaşı yazıma da göz gezdirmek isterseniz, Avrupa yakasında bir çok müdavimi olan Zübeyir Ocakbaşı yazıma da linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Kafa dinlemelik, uygun fiyata güzel bir yemek için ideal bir durak.
No Responses to “BOSTANCI ÖZASMAALTI: SALAŞ BİR KEBAP CENNETİ”